Yeni kurduğunuz işte yetersiz kalma noktasına geldiğinizi gösteren 10 işaret

01.10.2018

Eğer bir girişimci zamanının en az %20’sinde işlerin yoğunluğu karşısında yetersiz kaldığını hissetmiyorsa, büyük bir olasılıkla limitlerini zorlamıyor, yeterince risk almıyor ve denemeye değer bulduğu o fikir üzerinde gerektiği kadar çalışmıyor demektir. Önemli olan ne zaman ve nasıl yardım isteyeceğini bilmek,  gurur ve egonuzun kaygılarınızı bastırmasına izin vermemektir. Başarılı kişiler, ne zaman kendilerini aşan bir durumla karşı karşıya olduklarını ve en doğru yardımı nasıl alacaklarını bilirler.
Ne yazık ki tanıdığım pek çok girişimci yardım bulma ve o yardımı kabullenme konusunda çok başarısızdır. Belki de bunun altında yatan neden, kendi vizyonlarını gerçekleştirme konusunda ısrar etmeleri ve kendi kendilerinin patronu olmaktan hoşlandıkları için bu tür bir hayat tarzını seçmiş olmalarıdır. Bu kişiler genellikle kendilerine yardımcı olabilecek insanları işe alma veya danışman seçme konusunda da kararsız, deneyimsiz ve ürkektirler.  
Girişimcilere yol göstermek ve kendi zayıflıklarını fark etmelerini sağlamak amacıyla, aşağıda bir girişimci olarak yetersizlik yaşadığınızı ve yardım alma zamanınızın geldiğini gösteren 10 işarete dikkat çekmek istiyorum: 

1. İşinizde yaşadığınız her türlü sorunu kişiliğinize yapılmış bir hakaret olarak görüyorsanız.                
İşinizin başarısını kişiliğiniz değil, müşterilerinizin beğenisi belirler.  Aslında müşterileriniz ürün ya da hizmetinize sizden daha fazla önem verir. O yüzden ürün ya da hizmetinizle ilgili aldığınız geri bildirim ve eleştirilerin amacı sizi incitmek değil, işinizi daha iyi bir hale getirmektir. 

2. Yeni bir iş kurarken yaşanan zorluklar sizi kamçılamak yerine bunalıma sokuyorsa.        
Başarılı girişimciler, sınırları zorlamaktan ve engelleri yenmekten büyük zevk alır. Bunun sonucunda da dünyayı değiştirebilecek yenilikler doğar. Eğer işe giderken ayaklarınızı sürüyor ve “ya yine bir sürprizle karşılaşırsam” diye endişeleniyorsanız, yetersizlik yaşıyor olabilirsiniz. 
3. Piyasadaki son gelişmelere nasıl ayak uyduracağınızı bilmiyorsanız.                                
Başarılı girişimcilerin aklında her zaman birçok fikir vardır. O yüzden yeni bir girişim için alternatifler bulmakta hiç zorlanmazlar. Piyasada ortaya çıkan yeni bir akımı bir fırsat olarak göremiyorsanız, yetersizlik yaşıyor olabilirsiniz. O zaman ya yardım alın, ya da o işi bırakın.  
4. Önceden görülebilecek bir olumsuzluk karşınıza sürpriz gibi çıkıyorsa.                                       
Herhangi bir ayın sonunda birden bire elinizde hiç nakit kalmadığını fark edersiniz. Oysa genel giderleri, stok durumunu, ya da tahsil edilemeyen alacakları izleyip, nakit pozisyonunuzu buna göre ayarlamanız gerektiğini bilirsiniz.  Ama acil olarak halletmeniz gereken günlük işler yüzünden dikkatiniz tamamen dağıldığından, bunları düşünmek aklınıza gelmez.  
5. Ne yapmanız gerektiğini biliyor, ama bunu sürekli erteliyorsanız.                                              
Bazen bir satışı tamamlamak için, sıkı pazarlıklar yapılması ya da üst düzey birinin devreye girmesi gerekir. Ama siz bu konularda pek becerikli değilsinizdir. O yüzden işi bağlamak için gereken zamanı ve enerjiyi asla bulamazsınız. Belki de kendinize bir danışman bulmanızın, ya da bu tür işleri doğru bağlantıları olan bir yönetim kurulu üyesine bırakmanızın zamanı gelmiştir. 
6. Öfke patlamalarınız, gerçek bir liderin davranışlarından daha sık ortaya çıkıyorsa. 
Pek çok yönetici, işlerin baskısından bunaldığında diktatörce ve aşırı kontrolcü davranmaya yönelir. Ama uzun vadede bu taktik hiçbir işe yaramaz ve bundan hem çevrenizdekiler,  hem de şirketiniz zarar görür. Eğer öfkeli bir tutum sergilemeye başladığınızı fark ettiyseniz, daha fazla zarar görmeden yardım almalısınız. 
7. Herkesi suçlama oyununa başladıysanız.  
Girişimcilerin her soruna hemen bir mazeret bulduklarını hepimiz biliriz. “Piyasaya çok erken çıkmışız”, “tedarikçi sözünde durmadı”, “ekonomik kriz çıktı”, ya da “rakibim çok acımasız”  gibi mazeretleri sık sık duyarız. Oysa yeni bir iş kuran her girişimci, olayın kendisinde bittiğini ve hatalardan ders alınması gerektiğini bilmelidir. 
8. İnkarcı bir tutum sergiliyor ve gerçekleri saptırıyorsanız.                                                          
Bir girişimci bunalma noktasına geldiyse, işin zarar ettiği ya da müşteriye verilen taahhütlerinin karşılanamadığı gibi acı gerçekleri görmek istemez ve ekibiyle yüz yüze gelmekten kaçınır. Bunun sonucunda, insanlarla iletişimi giderek azalır, hatta onları üzmek istemediği gibi bir bahanenin arkasına sığınarak, yalan söylemeye başlar.  
9. Ters giden olayları saklamak için dürüstlükten ödün veriyorsanız.                                           
Eğer etik değerlerinize ters düşen şeyler yapmaya ve söylemeye başladıysanız, yetersizlik yaşıyor  olabilirsiniz. Kaliteden ödün vermek, tedarikçi ödemelerini ertelemek,  takımınızdaki kişileri sabote etmek gibi davranışlar bunun göstergesidir. Böyle bir durumda, kendinizi ve işinizi mahvetmeden, hemen yardım almanızın zamanı gelmiş demektir. 
10. Kendiniz için yaptığınız bazı harcamaları hakkınız olarak görüyorsanız. 
Zorluklarla mücadele etmekten bunalma noktasına gelmiş bir girişimcinin, ilk yatırımcı sermayesi eline geçtiğinde kendisi için lüks bir araba almayı ya da ücretini altı haneli bir rakama çıkarmayı hak ettiğine inanması çok kolaydır. O zaman da aylık giderleri hızla yükselir ve iş henüz yoluna girmemişken, batıp gider. 

Ciddi bir girişimci olarak tüm bu belirtileri, hepimizin zaman zaman yaşadığı sıkıntılı dönemlerden ayırt edebilmelisiniz.  Çoğu zaman, eğer birkaç ay sabredip işe odaklanabilirseniz, şirketinizin ulaşmış olduğu konumda rahatlıkla ayakta kalabileceğini görürsünüz. Bunalım noktasını sağlıklı bir şekilde atlatmanın yolu da budur. 
Whitney Johnson,  
Harvard Business Review için kaleme aldığı eski bir makalede, “bu dönemi sağlıklı  bir şekilde atlatabilmenin en iyi yolu, boğulmadan önce bir SOS (stop, organize, secure - dur,işleri düzene koy ve  o düzeni koru) sinyali göndermektir “ diyor. Bir girişimcinin bilinmedik sularda yüzmek zorunda olduğunu kabul etmesi gerekir. O yüzden, boğuştuğunuz dalgalardan ders çıkardığınız sürece, cankurtaranlardan yardım almak utanılacak bir şey değildir.
Hiç birimizin kusursuz olmadığını ve hemen hemen hiçbir girişimcinin daha ilk denemesinde başarıya ulaşmadığını asla unutmayın. Eğer hiç hata yapmıyorsanız, yeterince risk almıyorsunuz demektir. Oer zaman kendinizi tanımaya çalışın ve aynaya dikkatle bakmaktan korkmayın. Sonra da düşünün:  O görüntüyü beğeniyor musunuz?  Beğenmiyorsanız, değiştirmeye hazır mısınız? 

Marty Zwilling

Giriş
Kullanıcı adı
Şifre
Şifremi Unuttum Yenilenemek