Yöneticilerin Asla Yapmaması Gereken 10 Hata

13.03.2018
İş yönetimi hakkında aldığımız eğitim ve gördüğümüz staja ilaveten, gerçek iş hayatına girince birçok şey daha öğreniriz. İşlerin “doğru” bir şekilde nasıl yapıldığını anlayabilmek için amirlerimizi ve patronlarımızı izleriz. Acemilik döneminde edindiğimiz - iyi veya kötü - bu izlenimler, büyük bir olasılıkla ilerideki çalışma tarzımızı etkiler.  
İşinizin büyüklüğü, sektörü veya belli kurum kültürü ne olursa olsun, bir yönetici olarak başarılı olmak istiyorsanız, aşağıda yer alan yönetim hatalarını yapmamalısınız. İşte, bir yöneticinin asla yapmaması gereken 10 hata:
1. Çalışanlar her hata yaptığında yeni bir prensip koymayın. İnsanlar hata yapar. Aşırı tepki vermeyin. İnsanlar bazen büyük hatalar yapabilir – örneğin bir arkadaşından gelen e-postadaki bilgisayar oyunu bağlantısını açıp, internette oyalanmak, ya da kritik bir mesaj gönderecekken, yanışlıkla “herkese gönder” tuşuna basmak gibi. Bunlar genellikle tek seferlik hatalardır. Üzerinde durmayın.
Biri tek bir toplu iğneyi yanlışlıkla evine götürdü diye, kalenin etrafına bir duvar daha çekmenize gerek yok.  Bunun yerine, hatasını gördüğünüz kişiyle bire bir görüşerek, söz konusu hatanın ne olduğu,  hangi sonuçları yarattığı, o kişinin nasıl veya neden belli bir şekilde davranması (ya da davranmaması) gerektiği hakkında açık açık konuşun. Bu görüşmeyi sürekli soru cümleleri ile yaparsanız, çalışanınız hatasını daha iyi görür ve nasıl giderilebileceğini de anlar.
2. Yalan söylemeyin. Bir başka deyişle, gerçeği saptırmayın, bilgi saklamayın veya olmayan bir şeyi uydurmayın – niyetiniz iyi olsa bile. Şeffaf olmaya gayret edin: Çalışanlarınızı bilgilendirmezseniz, size güvenmezler. Eğer bir şeyler ters gidiyorsa, onlara da söyleyin. Endişeleriniz varsa, onlarla paylaşın. Gelecek hafta sonuna kadar bitirilmesi gereken bir iş varsa ve “ya bitmezse?” diye endişeleniyorsanız, durumu çalışanlarınızla da görüşün. Onları işle ilgili olup biten her şeyden – yasal sınırları ve gizlilik ilkelerini gözeterek -  haberdar edin. Zor konuşmalardan kaçınmayın ve aklınızdan geçenleri dürüstçe söyleyin. İnsanları zorlayarak, davranışlarını veya duygularını kontrol etmelerine k zorunda bırakmayın.
3. Sert olmanız gerektiğinde, şirket politikalarının veya üst yönetimin arkasına saklanmayın.  Eğer bir şirket politikası mantıklıysa, bunu savunun ve nedenini açıklayın.  Ama mantıksız veya dayanaksız olduğunu görüyorsanız, açıkça söyleyin. Çalışanlarınızdan biri bir istisna yapılmasını istiyorsa ve bu mantıklı bir talepse, onu destekleyin ve birlikte mücadele edin. Ama istenen şeyin savaşmaya değmeyeceğini düşünüyorsanız, çalışanınıza neden böyle düşündüğünüzü açıklayın. Tavrınızı belirleyin, kararınızın arkasındaki nedenleri açıklayın ve geri dönmeyin.
4. Çalışanlarınızı gözetlemeyin. Onları yapmamaları gereken bir şeyi yapıyorlar mı ve şirket kurallarını çiğniyorlar mı diye kameralarla, özel bilgisayar donanımları ile veya arkalarında dolaşarak gözetlemeyin. Bunun yerine onlara işe bağlılık ve güven prensiplerini öğreterek benimsemelerini sağlayın. Kuralların bozulmasına göz yummayın, ama sadece hatalı bir karar verdi diye, veya geçmişte yaşanan bir sorun için kimseye hapis cezası vermeyin.
5. Baş belası olmayın. Önemsiz işleri birilerine verip sonra da o kişileri sürekli gözetleyerek kontrol etmeye çalışmayın ve bir sorun gördüğünüz anda verdiğiniz sorumluluğu hemen geri almayın. Böyle yapmak yerine, kişilere başarılı olabilmeleri için yetki verin. Daha geniş sorumluluklar verirken, onları “neyi”, “neden” ve “nasıl” yapacakları konusunda bilgilendirin ve net olarak yönlendirin. Kişisel sorumluluk duygusu kazanmalarına yardımcı olun
6. İnsanları tehdit etmeyin. Tehdit ve sindirme yöntemlerinin her çeşidi zayıf yöneticiliğin işaretleridir. Başarılı bir lider, iyi bir ekip oluşturabilmek için insanların hevesle ve tüm enerjileriyle katılmak isteyecekleri pozitif bir çalışma ortamı yaratmak gerektiğini bilir. Çalışanlarınızla, sorumluluklar ve ulaşılan pozitif ya da negatif sonuçlar hakkında tehdit kullanmadan da tartışabilirsiniz.
7. İmkansız olan bir şeyi istemeyin. Sırf anlayışsız patronunuz tarafından sizin üzerinize yüklendi diye, imkansız bir işi yapmaları için çalışanlarınızı zorlamayın. Bunun yerine, söz konusu taleple ilgili patronunuzla görüşerek uygun bir çözüm bulmaya çalışın. Daha sonra çalışanlarınıza ihtiyaç duydukları kaynakları ve desteği sağlarsanız, istenen hedefe ulaşabilir, hatta daha fazlasını bile yapabilirler.
8. Çalışanlarınızdan etik dışı bir şey yapmalarını istemeyin. İnsanları doğru bir iş yapmakta zorlanacakları bir durumla karşı karşıya bırakmayın. İnsanlardan baştan savma bir iş yapmalarını, bir hatayı görmezden gelmelerini, bir raporda hile yapmalarını veya başkalarını yanlış yönlendirmelerini asla istemeyin. Çalışanlarınızın arkasında durun. Mükemmel bir iş çıkarmak istediklerine ve şirkete bağlı olduklarına inanın. Prensibiniz her zaman çoğunluğun iyiliğini savunmak olsun.
9. İnsanları aileleri ile işleri arasında bir seçim yapma durumunda bırakmayın. İstirahat izni veya diğer insan kaynaklarıyla ilgili şirket kuralları konusunda çok katı olmayın. Esnek davranmazsanız, o kurallar çiğnendiğinde hiç şaşırmayın. Bunun yerine, izin koşulları ile ilgili kararlara sağduyu ve insaniyet ile yaklaşmaya çalışın. Bir çalışanın sevdiği bir yakını vefat etmiş ve şehir dışındaki cenaze törenine katılmak için izin istiyorsa, bu talebine anne veya babası vefat etmiş gibi anlayış gösterin. İşe yeni girmiş bir elemanın bebeği doğacaksa, işini kaybetme endişesi olmadan hastanede bulunmasına izin verin.
10. Verdiğinizden çok daha fazlasını istemeyin. Örneğin, bir projeyi zamanında tamamlayabilmek için gece boyunca çalışmış bir elemanı sırf işe birkaç dakika geç geldiği için haşlamayın. Eğer mesai saatlerine kesinlikle uyulmasını istiyorsanız, bunu net bir şekilde ifade edin ve hem işe başlama, hem de bitiş saatleri için geçerli kılın. Çalışanlarınızın şirket hedeflerine ulaşmak için gayret göstermelerini, sorumluluk almalarını ve işleri tamamlamak için geç saatlere kadar çalışmalarını istiyorsanız, işe başlama saati konusunda fazla titizlenmeyin. Bunun yerine çalışanlarınızla, neye önem verdiğiniz, işe başlama saatinin o konuya etkisi ve çalışma saatleriyle ilgili beklentilerin ne kadar uygun veya gerekli olduğu hakkında konuşun.
Şimdi kendi kendinize bir test yapın:
— Yukarıdaki hatalar listesini tekrar gözden geçirin ve bir yönetici olarak hangi noktada olduğunuzu belirleyin.
— Asla yapmam dediğiniz maddeleri bulun ve bunlardan her birinin yanına kendiniz için bir “gülen yüz” koyun.
—Kesinlikle veya ara-sıra yapıyorum dediklerinize birer “somurtan yüz” koyun ve neden yaptığınız üzerinde düşünün.
— Listenizdeki her “somurtan yüzü” “gülen yüze” çevirmek için bir eylem planı oluşturun. Eğer yaptığınız hatalar şirket prensiplerinden veya lider beklentilerinden kaynaklanıyorsa, bu koşulların değiştirilmesini istemek için bir plan yapın.    Eğer davranışlarınızı daha önceki yöneticilerinizden öğrenmiş, ya da kendi kendinize geliştirmişseniz, o zaman bunları değiştirmek için bir plan oluşturun.
—Hatta sizden nasıl bir davranış beklediklerini öğrenmek için çalışanlarınızdan görüş isteyin. 


Kaynak: amanet.org
Giriş
Kullanıcı adı
Şifre
Şifremi Unuttum Yenilenemek