“Shark Tank” isimli yarışma dizisine katılan teknoloji milyarderi, girişim başarısı için tavsiyelerini paylaşıyor. 
Yeni bir girişimi gerçekleştirmek ve onu büyütebilmek için fon desteği bulmak zor bir iştir. Özellikle de girişim fikrinizi göz korkutan 5 kişilik bir yatırımcı jürisine kabul ettirmeye çalışacaksanız. Buna rağmen bir grup girişimci, ABC televizyonunda yayınlanan “Shark Tank” (Köpekbalığı Havuzu) adlı dizinin 25 Mart’ta başlayacak ikinci sezonunda şanslarını deneyecek.  “Köpek balıkları” olarak da adlandırılan jüri üyeleri bu yıl yeni girişimcilere destek olmak için 10 milyon doların üzerinde mali finansman olanağı sunuyor.
Jüriye bu yıl katılan ve yeni girişimler konusunda oldukça fazla bilgi sahibi olan bir kişi daha var – o da  Mark Cuban. Milyarder girişimci, teknoloji öncüsü ve blog yazarı Cuban, “Shark Tank”’ın sekiz bölümlük bu sezonunda üç bölüme katılacak. 
Cuban’ın özgeçmişini şöyle özetleyebiliriz: Girişimci kariyerine 12 yaşında kapıdan kapıya çöp torbaları (evet, gerçekten) satarak başladı. Üniversite yıllarındaki bir dizi girişiminin ardından kurduğu MicroSolutions adlı donanım ve yazılım entegrasyonu şirketini 1990 yılında CompuServe’e sattı. Beş yıl sonra, Broadcast.com adlı web radyosu şirketinin kurucu ortağı oldu ve bu şirketteki hisselerini de 2000 yılında yaklaşık 6 milyar dolara sattı. Bugün 52 yaşında olan Cuban, Dallas Maverics basketbol takımının sözünü esirgemeyen sahibi ve HDNet isimli kablo kanalının yönetim kurulu başkanı olarak tanınıyor.
Cuban söz konusu televizyon programına, biraz da yeni girişimlere yatırım yapma yarışının heyecanı için katıldığını söylüyor. “Shark Tank yatırımcılığı bir spora dönüştürdü” diyor Cuban.  “Bir fikre yatırım yapma konusunda hızlı karar vermem gerektiği gibi, aynı zamanda en iyi fikirleri kapma konusunda diğer köpek balıklarıyla da rekabet etmem gerekiyor.”
Tabii ki katılan girişimcilerden çok azı kazananlar tablosunda yer alacak. Bunu bilen Cuban, küçük işletmeler dünyasında başarılı olmak için üç tavsiye sunuyor:  
1. Müşterilerinize sahibiniz onlarmış gibi davranın, zira gerçek olan budur.
Cuban’a göre, işiniz ne kadar büyürse büyüsün, gerçek sahibi hiçbir zaman siz olamazsınız. Asıl sahip müşterilerinizdir. “Müşterilerinize karşı nazik ve saygılı olmak, kendinizi onların yerine koymak ve onlar sizden yardım istemeden, daha fazla nasıl yardımcı olabileceğinizi düşünmek, bozulmuş bir müşteri ilişkisini düzeltmeye çalışmaktan daha kolaydır” diyor Cuban.
Müşterilerinizi memnun etmenin en önemli yollarından biri de ulaşılabilir olmaktır. Cuban, “Sahip olduğum her işte, müşterilerimin e-posta adresimi öğrenmelerine ve bana doğrudan ulaşabilmelerine önem verdim” diyor. “E-posta adresimi ulusal televizyonda açıkladım. Sahip olduğumuz şirketlerden herhangi birinin müşterileri bana e-posta gönderip sorularını veya fikirlerini iletebilirler – ve iletiyorlar da. Aldığım her e-posta benim için bir müşteriyle ilişkimizin pekişmesi veya yeni bir müşteri kazanmak için bir fırsattır. Daha fazla girişimcinin neden aynı şeyi yapmadığına çok şaşırıyorum.”
2. Zayıf yönlerinizi rakiplerinizden önce bulun.
İş fikrinizi piyasaya sürmeniz yeterli değildir. Cuban’a göre, pazar payınızı kapmaya çalışan rakiplerinizden birkaç adım önde olmanız da gerekiyor.
"Benim şirketlerimden biriyle rekabet eden bir işiniz varsa, ….a tekmeyi vurup, sizi piyasadan silerim” diyor. "Eminim siz de (benim için) aynı şeyi yapmaya çalışıyorsunuzdur... Bu yüzden ben şirketlerimin her birine rakiplerimin gözüyle bakmaya çalışırım ve ‘şirketimi piyasadan silmek isteseydim, ne yapardım? Müşteri kapmak isteseydim, bir rakip olarak ne yapardım?’ diye düşünürüm. "
3. En değerli girişim sermayesi, alın teri ve emektir.
Yeni bir iş kurarken, mazeretlere yer yoktur. Girişim sermayenizin az olması veya profesyonel bağlantılarınızın olmaması asla sizi engellememeli diyor Cuban.
"Başarılı girişimciler zamana yatırım yaparlar ve hem sektörleri, hem de kurmayı düşündükleri iş hakkında daha fazla bilgi edinmek için günde kaç saat olursa olsun, herkesten daha fazla zaman harcarlar. Günlük enerji ihtiyaçlarını karşılamak için sadece makarnanın yeterli olabileceğini bilirler. Zira yapacakları gece mesaisinden kazanılacak her kuruş işlerini kurmaya yarayacaktır"
Cuban bu tür özverilerin ne anlama geldiğini çok iyi bildiğini söylüyor. “ MicroSolutions’u kurduğum zaman, son işimden yeni kovulmuştum ve beş kişiyle birlikte üç odalı bir dairede yaşıyordum” diye hatırlıyor.  “ Yerde yatıyordum. Akşam yemeğim genelde Tom Thumb’un geç saatte çıkardığı 1.29 Dolarlık tavuk menüsüydü… Bu da benim MicroSolutions’u 30 milyon dolarlık bir şirket haline getirebilmek için işe odaklanmamı sağladı”.


Kaynak: Entrepreneur