İnovasyon yapın ya da yok olun: Hayatta kalmak için yeterli misiniz?

24.02.2016
İnovasyon yapın ya da yok olun!Kasım ayındaki Profesyonel Konferans Organizatörleri konferansında, inovasyon konusunda konuşmacı olarak, tüm şirketlerde inovasyon ihtiyacını daha da vurgulamam gerektiğini düşünüyorum.
Şirketlerdeki rehavet, özellikle zor zamanlarda, işlerin durması, yavaşlaması ve sonunda şirketin batışına kadar gidebilir.
Örnek vermek gerekirse; MIT profesörü Lester Thurow’un Servet Kazanmak kitabına göre, 1920’lerde bir Amerikan şirketinin ortalama ömrü 65 yıl iken, bu rakam 1990’larda 10 yıldan aza düşmüştür.
Gerçek şudur; hangi sektörde olursanız olun, eğer sektörünüz karlıysa, diğerleri de bu pazara girecek ve bir doyma noktasına ulaşılacaktır. Böylece sektör karlılıkları eriyerek, banka faizi seviyelerine yaklaşacaktır.
Dolayısıyla da, eğer banka faizleri önemli ölçüde artarsa, büyük sabit giderleri olan ve daha az karlı şirketler sonunda batacaklardır.
Bir numara olmak sizi korumaz
Geçmişte, Boeing hava taşımacılığı sektörünün hakimi iken, şimdi Airbus’ın ardından ikinci sıraya düştü. Şu anda Airbus lider olabilir, fakat gelecekte Çinliler kendi uçak üretim sanayilerini geliştirdiklerinde ne olacağı bilinmiyor. Gelecekte, belki de şu anda, Çin, dünyadaki en büyük uçak pazarı olacak ve milliyetçi duygularla bu uçakları kendi şirketlerinden satınalmak isteyecek.
Pazar doygunluğunun bir diğer örneği olarak bezin istasyonlarının çoğalması gösterilebilir, tabii bir de, her köşebaşında bulunan bakkal ve büfeler. Gelecekte, bu büfeler kendi aralarında rekabet ettikçe, bazıları arabaya servis gibi farklı hizmet modellerini deneyeceklerdir.
Özet olarak, bir iş adamı olarak, bu doygunluk senaryosunun gerçekleşeceğinin farkında değilseniz, sizi rakiplerinizden ayıracak yenilikleri de aramıyorsunuz demektir.
Geçmişte, konuşmacı ajansları çok karlı ve oturmuş bir iş modeline sahip yapılardı - konuşmacı ayarlamaktan komisyon alırlardı. Fakat şimdi, konuşmacı ajansları işi, yeni firmaların girişi ve herkesin Google’da bir numarada çıkmak için kıyasıya rekabet etmesiyle, giderek doygunluğa ulaşıyor. Sanırım artık bu şirketlerin, yeni inovasyonları araştırma, daha çok iş yapma ve ana işleri olarak gördükleri işte daha yüksek performans gösterme zamanları geldi.
Konferans organizatörlerini düşündüğümde şunu soruyorum, bu şirketler kendilerini farklılaştırmak için ne yapabilirler ve nasıl en aranılan organizatör olabilirler?
İnovasyon ve fırsatları yakalamak sistematik süreçlerdir.

Yukarıdaki sorunun cevabı; iş alanınızdaki fırsatları yakalamak için inovasyon ve sistematik araştırmalar yapmanız, sonrasında da geleceği öngörmek için sektörünüzün rotasını projekte etmenizdir.
Bunu başarmak için, tamamen soyut olan saf bir yaratıcılık yerine sistematik düşünceyi kullanabiliriz.
Düzgün ve sistematik uygulanan planlı bir inovasyon yaklaşımı, şirketinizin uzun dönemli sürekliliği için gerekli olan bilgileri size sağlayacaktır.
Değişin ya da düşüşe hazır olun.
Bir şey kesin; inovasyon sanatını kucaklamazsanız, pazarınıza daha iyi veya farklı ürünlerle ya da sadece daha ucuz fiyatlarla yeni rakipler girip müşterilerinizi çaldıkça, sizin geleceğiniz büyük risk altında olacaktır.

İnovasyon yapın ya da yok olun, günümüzde şirketlerin ana ihtiyacı budur, fakat kaçımız gerçekten bunu yapıyor?


Kaynak: matrixthinking.com

 
Giriş
Kullanıcı adı
Şifre
Şifremi Unuttum Yenilenemek