Herşeye karşı nasıl hazırlıklı olursunuz?

20.07.2017
Herşeye karşı hazırlıklı olun
 

‘Hiçbir zaman geleceğin sizi rahatsız etmesine izin vermeyin. Karşılaşmak zorunda kalırsanız, sizin bugünkü sorunlara karşı silahınız olan aklınız o zaman da yanınızda olacaktır.’ - Marcus Aurelius


Zor bir proje, sevdiğiniz birinin kaybı, arkadaşınızla bir kavga ya da dünyanın zombiler tarafından istilası ile de karşılaşsanız, önünüze çıkacak engellere karşı hazırlanmak için çeşitli yollar vardır. Bunlardan biri, karşınıza gelebilecek şeyler için tüm silahlarınızı hazırlamanızdır: becerilerinizi geliştirmek, planlama yapmak, işlerinizi düzene sokmak, düşüncelerinizi gözden geçirmek vb.

Bu yöntemle ilgili problem ise; nelerle karşılaşacağınızı bilmiyor olmanızdır. Dolayısıyla böyle bir yöntem izlerseniz tüm hayatınızı gelecekte karşılaşacağınız çeşitli problemlere hazırlanmakla geçirecek ve hiçbir zaman tam olarak hazır olamayacaksınız. Kim tüm hayatını sadece hazırlanmakla geçirmek ister?

Diğer bir yol ise; karşınıza gelebilecek hemen hemen herşeyde kullanabileceğiniz bazı yetkinlikler edinmenizdir.

Bu hayatın ilk yardım çantasıdır.

İlk olarak, işin felsefesi: Gelecek belirsiz olduğundan dolayı, gelecekte başınıza gelebilme ihtimali olan herşey için detaylıca hazırlanamazsınız. Bunun yerine, dış etkenlerin sadece detay olduğunun farkına varın… Aslolan, kendinizi, zihninizde olacak şeyler için hazırlamaktır.

İkincisi, hazırlanmadan önce bir hazırlık yapın: Dış etkenler zihninizde olanlar kadar önemli olmasa da, çevrenizin mümkün olduğunca sorunsuz olması iyidir. Bunun anlamı, finansal durumunuzu düzene sokmak demektir - borçlarınızdan kurtulun, acil durum fonu oluşturun, kazandığınızdan az harcayın, yatırım yapın. Bunun anlamı, sahip olduklarınızı basite indirmek ve zaman kazanmaktır. Sağlığınıza önem verin. Bunları yaptıktan sonra, hayatın geri kalanı çok daha kolay olacaktır.

Acil Durum Çantası

Bu şeyleri öğrendiğinizde, herşey için hazırlıklı olacaksınız:

1. Farkındalık. Bu, işin temelidir. Farkındalığınızı geliştirmezseniz, diğer yeteneklerinizi etkin kullanamazsınız. Meditasyon yaparak farkındalığınızı arttırabilirsiniz - başlangıç olarak, her sabah birkaç dakika nefes egzersizleri yapın. Farkındalığınızı arttırdıkça, dış etkilere karşı kendi içinizde ne hissettiğinizi daha iyi anlıyor olacaksınız. Örneğin birisi size bağırıyorsa, o anda vücudunuzun farkında olarak kalp atışınızın hızlandığını, göğsünüzde panik hissi oluştuğunu, yüzünüzün sıcakladığını hissedeceksiniz. Vücut tepkilerinizin farkında olmak sizi zihninizde neler olduğu konusunda uyaracaktır.

2. İç tepkilerinizi izleyin. Vücudunuzun dış etkilere karşı olan cevaplarını fark ettikçe, bu cevapları yönlendirmeye başlayabilirsiniz. Örneğin, son dakikada büyük bir proje aldıysanız, nefesinizin kısıldığını, göğsünüzün sıkıştığını ve çenenizi sıkmaya başladığınızı fark edebilirsiniz. Vücudunuzun bu gibi tepkilerini analiz ederek, onlar tarafından kontrol edilmek yerine nasıl davranmanız gerektiğine karar verebilirsiniz.

3. Neye takıldığınızı bulun. İçinizde endişe, kızgınlık, pişmanlık, korku gibi sevimsiz bir duygu varsa, bu duyguya sebep olan, takıldığınız, aşamadığınız birşeyler vardır. Bunun ne olduğunu ilk başta bulmak zor olabilir fakat çalışarak bunu anında fark edebilecek seviyeye gelebilirsiniz. Kızgın ya da pişmansanız, kafanızda gerçeklerle uyuşmayan ideal bir durum resmi vardır. Örneğin, birisi size kötü şeyler söylediğinde kızıyorsanız, nedeni ideal olarak size bu şekilde davranmaması gerektiğini düşünmenizdir. Doğru ya da yanlış olmanız fark etmez, idealleriniz ve beklentileriniz ile gerçekler arasında fark varsa, kızgın, pişman ya da hoşnutsuz olmanız normaldir. Gerçekleşmeyen hangi idealinize takılıp kaldığınızı fark etmeniz önemlidir.

4. Bırakmayı bilin. Bazı ideallere tutunmamanız imkansızdır. Fakat bir idealin size acı verdiğini görüyorsanız, kendinize karşı merhametli olup bu ideali bırakabilirsiniz. Tabii ki insanlar size iyi davranmalıdır, fakat bu, her zaman gerçekleşmeyecek bir idealdir. Bu ideali bırakırsanız, insanların çok farklı duygular besleyebilecekleri ve bunun hayatın bir parçası olduğu gerçeğini kucaklayabilirsiniz. İnsanlar her zaman ideal davranışları sergilemezler. Bunu kabul etmemiz ve gerçekleri ideallerle aynı olmaya zorlamamamız gerekir.

5. Uygun şekilde tepki verin. Gerçekleri kabul etmeniz hiçbir şey yapmayacağınız anlamına gelmez. Acı veren duygulara sebep olan idealleri bırakmanız ve sonrasında kızgınlık, hoşnutsuzluk, endişe ve pişmanlık olmadan nasıl tepki vereceğinizi bulmanız anlamına gelir. Bir kimseye ya da duruma kızgınlık ve pişmanlıkla cevap vermeniz genelde iyi sonuçlar üretmez. Eğer kafanızdaki ideali bırakır ve acı veren duygularınızı sonlandırırsanız daha etkin bir tepki verebilirsiniz. Örneğin çocuğum tabak kırdığında sinirlenip bağırmaya başlayabilirim ya da tabağın kırılmaması gerektiği ideal düşüncemi bırakıp sinirimi sonlandırıp çocuğumun iyi olup olmadığına bakar ve ileride bunu yapmaması gerektiğini ona anlatabilirim. Bu daha uygun bir tepki olacaktır. Sinir ve hoşnutsuzlukla tepki verdiğimizde problemi karmaşıklaştırırız.

6. O anda kalın. Kafamızda sürekli geçmişi oynatırsak ya da gelecekte nelerin yanlış gideceğini düşünürsek durumu daha da kötüleştiririz. Eğer mevcut anı yaşarsak sakin ve iyimser kalırız. Zihnimizin geçmişte kaldığını ya da geleceğe odaklandığının farkında olmalı ve olabildiğince mevcut ana dönmeliyiz.

7. Şükran duyun ve mevcut anı olduğu şekilde kabul edin. Eğer farklı olmasını isteseydik, gerçekler canımızı acıtırdı. Bir alternatif de gerçeği olduğu gibi kabul etmek ve bundan şükran duymaktır. Bu, pratik gerektirir, çünkü size kötü davranıldığında, işinizi kaybettiğinizde, bir yakınınızı kaybettiğinizde ya da kötü bir hastalıkla savaşıyorken şükran duymak zordur. Fakat sahip olduğunuz gerçeklik budur, olmasını istediğiniz ideal değil. Ve eğer görmeyi seçersek, güzellik barındıran şey de bu gerçekliktir. Bu yetkinliğimizi geliştirmek, neyle uğraşırsak uğraşalım daha huzurlu olmamızı sağlar.

Kaynak: Zen Habits


Giriş
Kullanıcı adı
Şifre
Şifremi Unuttum Yenilenemek