Google’ın Kişisel Gelişim Kitabı

19.10.2017

Google’ın ‘insan operasyonları başkanı’ Laszlo Bock’ın kitabı, İş Kuralları! Google’ın İçinden, Nasıl Yaşadığınızı ve Liderlik Ettiğinizi Geliştirecek Bilgiler’in ilk 22 sayfasında iki defa Google’da çalışanlara Googlerlar denildiği yazıyor. Her iki seferde de, bir kez Bock, diğerinde de Google kurucu ortağı Sergey Brin tarafından, Googlerlar’ın kendi kendilerine bu lakabı taktıları ve üst kademelerden bu lakabı kullanmaları için onlara baskı yapılmadığından bahsediliyor. Bu onların kendilerine taktıları bir lakap, ve biz kimiz ki onları engelleyeceğiz?

Belki Google’da çalışan birini tanıyorsunuzdur. Bir deney yapın: Google’lı bir arkadaşınızla sohbete başlayın ve ona ‘Senin gibi bir Googler’ diye hitap edin. Bu kişinin durup, size kadar sürede, neden bahsettiğinizi sormasını bekleyin. Benimki 45 saniye aldı.

Bu kitaptan öğrenilecek en komik şey Google’ın bir kült olmadığı. Google inanılmaz derecede başarılı bir şirket. Çalışanları yani Googlerlar, Interneti taramada mükemmel iş çıkardığı için çok para kazanan bir şirkette çalışan normal insanlar olsa da, Bock Google’ın bir kült olmasını istiyor. Bu banal birşey fakat, yazar ve diğerleri için bu güçlü bir istek. Bock, Silikon Vadisi’ne 15 yıl önce General Electric’den geldi, ve o zamandan beri Google’ın kültürüne direk olarak bağlandı. Geldiğinden bu yana şirkete sunulmuş tüm CVlere şahsen baktığını iddia ediyor.

İş Kuralları! ders kitabı gibi, şirketlere kendi ofislerini Google’a benzetmeyi öğretmek için yazılmış. Her bölümün sonunda ‘İnsanların şirketlerini ve işlerini şekillendirmeleri için yollar bulun’ ve ‘Kendinizi bir şirket kurucusu gibi görün: Şimdi bir şirket kurucusu gibi davranın’ gibi tüyolar var. Bu dersler, Google’ın kendisini diğer şirketlerden hem planlama hem de uygulama anlamında nasıl farklılaştırdığını göstermeyi amaçlıyor. Fakat kitap, istemeden de olsa, Google’ın da diğer şirketlere benzediğini gösteriyor. İnsanların istediği ve onlara satış yapabildiği bir ürünü var. Tüm bunların merkezinde olan Bock, Google’ın özelliğinin ürün değil kültür olduğunu söylüyor.

Bock, her bölüme bir problemle başlıyor - örneğin, nasıl en iyi çalışanları buluruz - ve sonra diğer şirketlerin buna nasıl yanlış yaklaştığını anlatıyor. Özellikle, eski bir Googler olan ve Yahoo!’yu yöneten Marissa Mayer’in yanlış yaptığı şeyleri yazmaktan zevk alıyor.

İş mülakatlarını ele alalım: Çoğu şirket, yeni çalışanları işe alırken kararı yöneticilere bırakır, fakat Google’ın gDroid isimli, başvuranların çeşitli özelliklerini algoritmik sorularla ortaya çıkaran, genel bir sistemi bulunuyor. Bock soruların genelde alışılmış olduğunu fakat çarpıcı olanın cevaplar olduğunu söylüyor. Cevaplar o kadar çarpıcı ve önemli ki, Google cevapları, Davranışsal Puanlama Ölçeği ismi verilen bir sistemle notlandırıyor. Bock, bazı başvuranların tamamlamalarının aylar aldığı bu sistemin, en mükemmel adayları ortaya çıkardığından emin. Google en iyi çalışanları işe alıyor. Fakat onları bulmak için en iyi yolun bu olduğunu düşünmek için biraz dar görüşlü olmanız gerekiyor. Google’ın yetenekli çalışanları alabilmesinin nedeni, çok iyi maaş ödeyen milyar dolarlık bir şirket olması.

Bock’ın yorulmaz iyimserliğinden etkilenmemek zor. Bir yerde, Tolstoy’un ‘Tüm mutlu aileler birbirlerine benzerler’ sözünden bahsediyor, fakat daha ünlü olan ‘Her mutsuz aile kendine özel nedenlerle mutsuzdur’ sözünü yazmıyor. Aynı zamanda şirkette kendi önemini de abartmaya yatkın.

Sonunda, Bock, Gelecek gibi gördüğü bir şirkette çalıştığı için insan doğası hakkındaki teorilerini herkesin dinleyeceğini düşünen, diğer insan kaynakları yöneticilerinden farklı olmayan birisi. Bock, öğretilerini anlatırken insanların Google’ı ‘zor kullanılarak yönetilen bir oyun evi’ gibi görüleceğinden endişe duyuyor. Eğer insanlar böyle düşünürse, bizce bu onun suçu.

Kaynak: Businessweek

Giriş
Kullanıcı adı
Şifre
Şifremi Unuttum Yenilenemek