Sizce projenizin başarılı olabilmesi için en önemli unsur nedir? Fonlama mı? Zamanlama mı? Fikir mi? İş modeli mi? Bir süre önce, çağımızın en başarılı girişimcilerinden biri olan Bill Gross, verdiği bir konferansta bu soruya çok inandırıcı bir yanıt getirdi – ve bu yanıt, başarının formülü hakkındaki görüşlerimi tamamen değiştirdiAşağıda Bill Gross’un verdiği o mükemmel konferansın bir özetini bulabilirsiniz:
Başarıyı getiren en önemli 5 faktör
Bill, Idealab’deki portföyünde yer alan 125 şirketle, portföyü dışında olan 125 şirketin başarılarını etkileyen faktörleri araştırdı ve bunlar arasından en önemli 5 faktörü belirledi.
İşte o faktörler:
Fikir: Ne kadar yeni? Fikrin içerisinde orijinal bir gerçeklik var mı? Geliştirebileceğiniz rekabetçi yönleri var mı?
Ekip ve Uygulama: Ekibiniz ne kadar yetkin? Ne kadar etkin? Ne kadar uyumlu?
İş Modeli: Ciro sağlama konusunda belirlediğiniz net bir plan var mı?
Fonlama: Fon desteği alabilen şirketler başarılı olurken, diğerleri başarısız mı oluyor?
Zamanlama: Girişim için çok mu erkendi? Sadece erken miydi? Çok mu geçti? Tam zamanı mıydı? Zamanlamanın etkisi ne kadar büyüktü?
Bill, söz konusu 250 şirket arasından her kategori için 10 örnek seçti. Bunlardan beşi, milyar dolarlık işletmelere dönüşen, beşi de herkesin milyar dolarlık bir işletmeye dönüşeceğini düşündüğü, ama başarısız olmuş şirketlerdi.
Burada sorduğu soru, değişkenlerden hangilerinin başarıyı daha fazla etkilediği oldu.
Acaba en önemli faktör neydi?
Birinci sırada yer alan faktör: ZAMANLAMA idi.
Başarılı şirketlerin %42’sinde zamanlamanın etkili olduğu görüldü.
2. sırada ekip ve uygulama vardı.
3. sırayı fikir faktörü aldı.
4. sırada iş modeli, son sırada da fonlama vardı.
Bu sıralamanın açıklaması:
Fonlama: Belki risk sermayesi şirketleri için hayal kırıklığı yaratacak ama, fonlama başarının temel faktörleri arasında son sırayı aldı. Bill bu sonucu şöyle değerlendiriyor: “Fonlama, başarıyı sağlayan unsurlar arasında en son sıradaki faktör oldu. Zira fon desteği olmadan da bir şirketi başarıya ulaştırmak mümkündür.”
İş Modeli: İş modelinin de düşük bir önem derecesine sahip olduğu görülüyor. Zira bir iş kurarken belli bir iş modeliniz olmasa da, başarılı olabilirsiniz. Örneğin Facebook ve Twitter’in başlangıçta hiçbir iş modeli yoktu. En başarılı şirketler bile iş modellerini, ancak ürünlerine piyasada yer bulduktan ve hızla büyümeye başladıktan sonra oluşturabiliyor.
Fikir: Siz fikrinizi uygularsınız, piyasa o fikri nasılsa değiştirir. Bu noktada Bill Gross, iş dünyasının tanınmış düşünürü ve boksör Mike Tyson’dan bir alıntı yapıyor ve “Herkesin bir planı vardır – taa ki suratına bir yumruk yiyene kadar” diyor.
Bill’in de işaret ettiği gibi, piyasanın ilk ürününüze karşı gösterdiği tepki, gerçekten de yüzünüze çarpan bir yumruk gibidir. Planınız ne kadar iyi olursa olsun, sonuçta mutlaka değişecektir.
Ekip ve Uygulama: Ekibinizin görevi, piyasayı gözlemlemek ve ürünü görünen koşullara göre adapte etmektir. Eğer güçlü ve destekleyici bir ekibiniz yoksa, başarılı olmanız mümkün değildir. Yine de bu unsur en önemli faktör olarak öne çıkmıyor. Peki zamanlama neden ilk sırada yer almış dersiniz?
Zamanlama her şeydir: Bazen harika bir fikir bulursunuz, ama piyasa buna hazır değildir. Bazen de harekete geçip piyasaya çıkmanızın tam zamanıdır.
Örneğin Airbnb’yi ele alalım – Herkes Airbnb’yi olağanüstü bir iş modeli olarak görür. AMA “Airbnb modeli”, Airbnb başarılı olana kadar birkaç kez değişmiştir.
Airbnb’nin ulaştığı müthiş başarının bir nedeni de, dünyanın büyük bir ekonomik krizle sarsıldığı dönemde ortaya çıkmış olmasıydı. İnsanların paraya ihtiyacı vardı ve evlerini, ya da odalarını kiraya vermeye hazırlardı.
Benzer bir zamanlama Uber için de geçerliydi. SpaceX yeni kurulmuştu ve tam da o sırada Kolombia Uzay mekiği kazası yüzünden Amerika güvenilir bir fırlatma aracından yoksun kalmıştı
Peki Ne Yapmalısınız?
Zamanlama ve piyasa koşullarının kuracağınız iş için çok önemli olduğunu kabul ettiniz diyelim – peki ne yapacaksınız?
İki seçeneğiniz var…
Birincisi, şirketinize, ürününüzün durumuna ve hedef piyasanızın dinamiğine dikkatle bakın ve tüm bu koşulların girişiminiz için uygun olup olmadığını değerlendirin. Eğer hazır değillerse, ürününüzü o an için duyulan ihtiyaca uyarlamaya çalışmalısınız.
İkinci seçeneğiniz ise, koşullar gerçekten hazır olana kadar ayakta kalabilmek için sermayenizi ve harcamalarınızı dikkatle yönetmektir.
Peter Diamandis