Genç bir şirketi nasıl değerlersiniz?

04.01.2019

Yeni kurulmuş şirketinize yatırım yapmak isteyecek bir yatırımcı bulacak kadar şanslı olduğunuzu varsayalım. Bir noktada, yatırımcı şunu bilmek isteyecektir: ‘Bir pay almak için ne kadar para ödemem gerekiyor - ve bu pay ne kadar büyük olacak?’

Genç şirketlere bir değer biçmek zor ve subjektif birşeydir, ama küçük şirket sahipleri bu oyunun, özellikle yatırım sermayesinin ender bulunduğu bu günlerde, nasıl oynanacağını iyi bilmelidirler. Düşük bir fiyat isterlerse, şirketlerini ucuza vermiş olacaklar; çok yüksek bir fiyat isterlerse ise, yatırımcılar onların finanstan hiç birşey anlamadıklarını düşüneceklerdir.

İşte, şirketinize değer biçmek için kullanabileceğiniz üç teknik. Yapabileceğiniz en iyi şey, değer biçerken bu tekniklerin bir karışımını uygulamanızdır. İş yatırımcıları etkilemeye gelince, onların dilini ne kadar iyi konuşabiliyorsanız o kadar iyidir.

Teknik 1: Varlık Değerleme

Tüm değerleme yöntemleri içinde, varlık değerleme yaklaşımı, yani şirketin bilançosundaki tüm varlıklara belli değerler biçip bunları toplamak, en somut yaklaşımdır.

Maddi varlıklarla başlayın; makineler, ofis mobilyaları, bilgisayarlar, stoklar, prototipler ve bunları geliştirme maliyetlerini unutmayın. Genç şirketlerin genelde çok fazla maddi varlıkları yoktur, fakat ne varsa ekleyin.

Sonrasında fikri varlıklara geçin. Patentler, markalar ve kuruluş evrakları (şirketin adı bunlarla korunduğu için) fikri varlıklar arasındadır. Bunları değerleme çok somut gelmeyebilir, fakat maliyetler ve tutarlar gerçektir. Yatırımcılar tarafından kullanılan genel bir kurala göre, sahip olunan herbir patenet değerlemede 1 milyon dolarlık artış demektir.

Daha sonra yöneticiler ve çalışanlar gelir. Çoğu şirketin en büyük değeri çalışanlarıdır. 1990’lardaki internet şirketleri patlamasında, her bir programcı, mühendis veya tasarımcı için şirket değerinin 1 milyon dolar arttığı görmek çok sık rastlanan bir durumdu. Alınteri payını unutmayın; bu, şirket kurulduğundan beri maaş almamış olan kurucu ve yöneticilere ödenecek teorik maaşları ifade eder.

Aynı zamanda, müşteri ilişkilerini unutmayın. Henüz müzakere aşamasında olsalar dahi, her bir müşteri kontratının bir değeri vardır. Müzakere süreci devam eden potansiyel satışlara belli olasılıklar tanımlayın ve bunlara bir değer biçin. Aynı müşteriye sürekli yapılan, abonelik gibi olan, satışlar, tekrar satış çalışması gerektirmediklerinden daha da değerlidirler.

Teknik 2: Pazar Yaklaşımı

Değerlemeye bir başka yaklaşım da, pazardaki teorik talebe bakarak şirketin kazanç potansiyelini tahmin etmektir.

Hitap ettiğiniz pazarın boyutu ve büyümesini tahmin ederek işe başlayın. Pazar ne kadar büyükse,  ve büyüme tahminleri ne kadar yüksekse, şirketiniz potansiyel olarak o kadar değerlidir. Genç ve çok varlığı olmayan bir şirket, varlıklık yatırımcıları çekmek istiyorsa, hedef pazar büyüklüğü en az 500 milyon dolar olmalıdır. Eğer işiniz makine, tesis ve gayrimenkul yatırımı gerektiren bir işse, pazar büyüklüğü en az 1 milyar dolar olmalıdır.

Daha sonra, rakipleri ve sektöre giriş zorluklarını (bariyerlerini) analiz edin. Rekabet ne kadar sertse, şirket değeriniz o kadar düşer. Diğer taraftan, şirketiniz, sektöre yeni girecek şirketlere karşı ne kadar fazla rekabet avantajına sahipse, o kadar değerlidir. Bu gibi maddi olmayan değerlere şerefiye denir; alıcının, şirketinize, somut varlıkların değerlerinin üstünde ödeyeceği parayı ifade eder. Şerefiye, şirket değerinizi birkaç milyon dolar yukarı çekebilir.

Son olarak, şirketinize benzeyen ve daha önce yatırım almış diğer şirketlere bakın. Bu tip bir karşılaştırma yaparak da şirket değerinizin seviyesini belirleyebilirsiniz. Bunu sizin için yapabilecek profesyonel değerleme danışmanları ile de çalışabilirsiniz.

Teknik 3: Gelir Değerleme

Finansal analizcile tarafından sıklıkla kullanılan bu yöntemle, şirketin ileriye dönük nakit akışlarının tahmin edilir ve belli bir orana göre indirgenerek, toplam nakit akışının bugünkü değerinin bulunur. Genç şirketler için uygulanan indirgenme oranı yüksektir; %30 ile %60 arasında değişir. Şirket ne kadar gençse, ilerideki nakit akışları o kadar belirsizdir; dolayısıyla indirgenme oranı o kadar yüksek olmalıdır. Çok genç ve henüz satış yapmayan şirketlerde bu teknik çok faydalı değildir.

Bu yöntemin bir çeşidinde de şirketin faiz, amortisman, vergi öncesi karı (FAVÖK) bulunur ve mantıklı bir çarpanla çarpılır. Sektörünüzdeki halka açık şirketlerin piyasa değerlerini FAVÖK’lerine bölerek, sektörünüzde hangi çarpanın kullanıldığını bulabilirsiniz.

 

Kaynak: Forbes

Giriş
Kullanıcı adı
Şifre
Şifremi Unuttum Yenilenemek