Fikirlerinizi Korumaya Çalışmaktan Vazgeçin

16.07.2019

 

Fikirlerinizi korumaya çalışmayın

Fikirlerini sunmaya hazırlanan girişimcilerden sürekli aldığımız ‘Fikirlerimi nasıl korurum?’ sorusuna eğilmek istiyoruz.

Şirket sahiplerinin ve girişimci olmak isteyen kişilerin önemli bir endişesi de yeni bir fikir ortaya çıkardıklarında bu fikri çalınmaya karşı korumalarının gerekli olmasıdır. Fakat bizce bu düşünce yapısı çok tehlikelidir. Aşağıda, fikirlerinizi koruma konusunda endişelenmeyi bırakmanız için dört neden sunuyoruz.
Fikriniz halihazırda zaten mevcuttur: Aslında çok az fikir gerçekten yenidir. Çoğu fikir bir geliştirmedir veya mevcut bir fikre farklı bir açıdan yaklaşmanın sonucu ortaya çıkmıştır. Fikrinizin ne kadarının yeni olduğu bir yana, büyük ihtimalle siz bu fikri düşünmüşseniz başkaları da düşünmüştür. Girişim Yatırımcılarının (Venture Capitalist) gizlilik anlaşması imzalamama nedenlerinden biri de budur - aynı fikirler, bağımsız kişiler tarafından, aynı zamanlarda birçok defa önlerine gelir. Fikrinizi farklı kılan ise sizsiniz: yaklaşım, teknoloji ve fikrinize kattığınız kaynaklar. Google kurulduğunda arama motoru fikri yeni değildi. Google’ı ondan önce gelen OpenText, Magellan, Infoseek ve Snap gibi arama motorlarından farklı ve daha iyi kılan sadece yaratıcılarının farklı yaklaşımları ve yetenekleri olmasıydı.
Yeni olmak problem olabilir: Eğer gerçekten yeni bir fikriniz varsa, çoğu yönden dezavantajlısınız. Pazarda ilk olmak tüketicileri eğitmeniz gerektiği anlamına gelir ve bu da çok pahalıdır.

Birçok şirket tüketicinin dikkatini çekme problemi yaşıyor ve bu kolay çözülebilecek bir sorun değildir. Bir de tüketicileri neden yeni bir ürün veya hizmete ihtiyaçları olduğu konusunda eğitme zorunluluğunuz ortaya çıkarsa, daha fazla zaman, emek ve para harcamanız gerekecektir. Genelde, bir pazara ikinci veya üçüncü olarak girmek daha etkili bir stratejidir - bırakın halkı eğitmek için başkası para harcasın. Bundan sonra, ürünü veya hizmeti nasıl daha akıllıca, hızlı ve iyi yapmaya kafa yorabilirsiniz. Facebook MySpace’i bu şekilde ufaladı ve işte bu yüzden bir gıda teslimat hizmeti olan Peapod hala dururken zamanında 1 milyar dolar değer biçilen Webvan şu an yok.
Değer Fikirde değildir: Fikirlerin kendi başlarına bir değerleri olduğu, 30 yıl öncesine göre rekabet ortamı çok farklı. Günümüzde, etrafta o kadar çok şirket, o kadar çok bilgi var ki yalnızca tek başına bir fikrin değeri sıfır.

Saçma olup başarılı olmuş olan (Tersten giyilen bir bornoz olan Snuggie gibi) ve mükemmel olup başarısız olmuş olan birçok örnek vardır. Fark her zaman uygulamadadır. Bir fikir ne kadar ilginç olursa olsun, değer uygulamada yatar.

Uzakdoğu dövüş sporları ile ilgileniyorsanız, Ultimate Fighting Championship yani U.F.C.’yi biliyorsunuzdur. U.F.C. Semaphore Grubu tarafından 1993 yılında kuruldu. Daha sonra iflas sınırına geldi ve iki kumarhane sahibi, Frank ve Lorenzo Fertita, şu anki U.F.C. başkanı Dana White ile birlikte şirketi satın aldı. 10 yıldan az bir süre sonra U.F.C.’nin değeri 1 milyar dolar seviyesindeydi.
Bir başka deyişle Uzakdoğu spor ligi fikri değersizdi. Değeri yaratan bu fikrin nasıl uygulandığıydı.
Fikirleri paylaşmak onları daha iyi yapar: Zaman zaman çok iyi bir fikrimiz olduğunu düşünürüz, onu piyasaya süreriz ve beklediğimiz gibi performans göstermediğini görürüz. Fikirlerinizi paylaşmak geribildirim almanızı ve değerli değişiklikler yapmanızı sağlar. Bu geribildirimi almak için piyasaya çıkmayı beklerseniz bu daha maliyetli olacak ve değişiklik yapma imkanı azalacaktır. Potansiyel müşterilerinizi fikrinize erken süreçte dahil etmek fikirlerinizi geliştirmekle kalmaz, aynı zamanda müşteri sayınızı da arttırabilir. Eğer potansiyel müşterileriniz fikrin gelişmesine katkıda bulunduklarını düşünürlerse, fikre daha çok sahip çıkarlar ve onu savunurlar.
Fakat en önemlisi, eğer onu ortaya çıkarmazsanız fikrinizin size hiçbir faydası olmayacaktır.

Kaynak: Ny Times

Giriş
Kullanıcı adı
Şifre
Şifremi Unuttum Yenilenemek