CEOlar’ın başarısız olmalarına sebep olan 3 karakter problemi

14.01.2019
CEOların başarız olmalarının sebepleriBiraz klişe olacak fakat, eskiden gelen ‘mutlak güç mutlaka bozar’ deyişinde bir doğruluk payı vardır. Bugün, Amerikan iş dünyasındaki en güçlü kişiler CEOlardır. Öncelikle şunu belirtmek lazım, mükemmel liderler olan, sosyal yardımlarda bulunan ve üst seviyede dürüstlükleriyle bilinen binlerce CEO var. Söyleyeceklerim tüm CEOlar’a karşı bir saldırı değil.

Fakat, güç insanları etkiler ve bu etki de her zaman pozitif olmaz. Başka türlüsünü düşünmek de naiflik olacaktır. Aslında, CEOlar da dahil olmak üzere hepimizin hataları vardır. Bir CEO’nun karakterinde de fazla güçten gelen yaralar oluşabilir, işte sıklıkla görülen bazıları:

Hak sahibi olma hissi

Bu, sadece üst seviye yöneticilerde görülen bir özellik değildir fakat onların maaşlarındaki hızlı artış daha fazla oranda ‘ben bunu hak ediyorum’ demelerine sebep olmaktadır. Yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre, CEO maaşı, ortalama bir çalışan maaşının 331 ve asgari ücretin 774 katıdır.

Ben sıkı bir kapitalistim. Performansa dayalı ücretlendirmeye inanırım ve en iyi liderlerin rekabetçi bir ödüllendirme sistemine ihtiyaç duymalarını normal karşılarım - fakat burada altını çizdiğimiz fark absürt derecede fazla bir fark.

ABD’deki en büyük 500 şirketin ortalama CEO maaşı 2013 yılında 11.6 milyon dolardı. İstatistiksel olarak baktığımızda bu yöneticilerin %25’i aldıkları parayı hak etmemekteler. General Electric şirketi, tüm çalışanlarını performanslarına göre sıraladıkları ve altta kalan %10’unu işten çıkardıkları performans yönetim sistemiyle ünlüdür. Tabii bu orta ve alt seviye çalışanlar arasında yaygın olarak yapılan bir sistem olsa da, en üst seviye yöneticiler arasında böyle bir sistem kullanılmaz.

CEO olmak 7/24 zaman alan zor bir iş olsa da, herşeyi hak ettiğiniz duygusuna kapılmak kolaydır.

Hiçbir zaman hatalı değildir

Her iyi liderin kendisini iyi tanıması, doğru karar alabilme yeteneklerinin olması ve güvenilir danışmanlarla çalışması gereklidir. Bu pozitif özelliklere rağmen, CEO herşeyi bildiğini düşünen, yeni fikirleri ve muhalefeti bastıran bir otokrata dönüşürse problem ortaya çıkar.

Daha önceki algılarınızı, kavramlarınızı ve dünya görüşünüzü güçlendirecek bilgileri bulmaya çalışmanız insanın doğasından gelir. Ek olarak, astların üstlerinin egolarını şişirecek hareketler de bulunmaları da insan doğasıdır. Eğer CEO’nun etrafındaki danışmanlar sürekli ona, fikirlerinin ve düşüncelerinin en kadar mükemmel olduğunu anlatıyorlarsa, bu lider kim olursa olsun kendini dev aynasında görmeye başlar.

CEOlar, kendi çevrelerini, danışmanlarını ve bilgi aldıkları yerleri kontrol etme konusundaki üstün yeteneklerinden dolayı bu hatalara daha kolay düşerler. Bu konu, CEO’nun daha iyi karar vermek için kullandığı verileri, trendleri ve bilgileri şekillendiren danışmanlar tarafından daha da karmaşık hale getirilir.

Doğrular üstü olmak.

Bazı mutlak doğrular vardır. Hiçbir şey mutlak değildir diyen argüman aslında kendi içinde çelişir, çünkü bu argümanda da mutlak bir ifade vardır. Doğrular ve etik hayatın her alanında önemlidir.

Yukarıda yazdığım iki hata, bu son hatayı besler. En tepe seviyede liderlik pozisyonu, CEO’nun kendisini zehirleyip, ‘Bu kurallar bana uymaz.’, ‘Ben bu politikaların üstündeyim’, ‘Bu sefer kurallara uymama hakkını kazandım’, ‘Bu açıdan ben farklıyım.’ gibi yanlış ifadelere inanmasına yol açar.

Diğer herkesden farklı olduğuna inanan CEO, düşmeye başlamış bir liderdir. Bu tip hatalı düşünceler, hatalı davranışlara yol açar. Politika, eğlence, iş, spor ve sosyal yardım sektörlerinden birçok CEO, kişisel ihtiyaçlarını, egolarını, açgözlülüklerini ya da iştahlarını doğrunun önüne koymuşlardır.

Tabii ki bu yanlışlar şirketlerin her kademesinde oluşabilir, fakat CEOlar’ın pozisyonlarından gelen güçleri bu zayıflıkları daha fazla besleyebilir.

Kaynak: Entrepreneur

 
Giriş
Kullanıcı adı
Şifre
Şifremi Unuttum Yenilenemek