Olabildiğince basit söyleyeceğim: Bıkkın ve motive olmamış olan o kadar çok çalışanınız var ki. Yapılan bir araştırmaya göre, yönetici kademesi dışında çalışan her 4 kişiden sadece 1’i tamamen motive ve verimli çalışıyor. Bir çalışanın motivasyonunu etkileyen en önemli unsurun üst yöneticisi ile olan ilişkisi olduğunu düşünürsek, motivasyon seviyesini arttırmak da yönetimin bir görevidir. Çalışanları motive etmek için 5 kolay yol şunlardır:
1.Bireysel ekonomik çıkarları şirket performansına paralel yapın. Evet, bu ilk maddemiz diğerleri kadar kolay değil, bu maddeyi başarmak için en üst kademelerdeki yöneticilerden destek almanız gerekir. Fakat, şirketin her kademesindeki çalışanlara, şirket kar sağladıkça, maddi fayda sağlayacak bonus programları motivasyonu büyük ölçüde arttırır.
2.Çalışanın gelecek kariyeri için çizeceği yol konusunda samimi olarak ilgilenmek. Bir yöneticinin, çalışanının kariyerinin gittiği yön ile gerçekten ilgilenmesi çalışan davranışına güçlü bir pozitif etki verir. Mentörlük ya da koçluk yapma, ek eğitim programları önerme gibi şeyler çalışanlarınıza fayda sağlar ve çok değerlidirler.
3.Çalışanlarınızın iş-sosyal hayat dengesiyle samimi olarak ilgilenin. Bir noktaya kadar yöneticiler zaman konusunda esnek davranabilirlerse - aile, sağlık ve benzeri konulara zaman ayırma ile ilgili - bu, çalışanınız tarafından gerçekten memnuniyetle karşılanacaktır. Küçük jestler büyük farklar yaratır.
4.Dinleyin. Bu kolaydır: Sadece dikkatlice dinleyin. Çalışanlarımın iş geliştirme ile ilgili fikirlerini, problemlerini, endişelerini, sıkıntılarını, tartışmalarını, üzüntülerini, çocukları ile ilgili konuları gibi her anlattıklarını dinlemişimdir. Tabii ki sapla samanı ayırmanız lazım ve herşeyi dinlemek sizi de bir noktada yorabilir; fakat mantık çerçevesinde dikkatlice dinlemek işinizin bir parçasıdır.
5.Başkalarına, kendine davranılmasını istediğin gibi davran. Astlarınıza nasıl davranacağınız konusunda bu cümle en temel davranış şeklidir. Her zaman doğrudur. Çalışanlarınıza, yaptıkları iş için değil birey olarak saygı duyduğunuzu gösterir.
Şimdi de, çalışanlarınızı bıktırmanın yollarına gelelim…
1.Yönetici pozisyonunuzdan gelen gücünüzü, çalışanlarınıza birey olarak saygı duymadığınızı gösteren bir şekilde kullanmanız. Bu, yukarıdaki 5. maddenin tam tersidir. Çalışanlarınızla toplantılara sürekli geç kalmak. Onların mesajlarına geri dönmemek. Onların, işlerin nasıl geliştirilebileceği ile ilgili verdikleri önerileri gözardı etmek. Bu şeyler, kafasında daha ağır sorunlar bulunan yöneticilere önemsiz gelebilir… fakat aslında insanlar bunlardan alınırlar. Daha önce bahsettiğimiz gibi, küçük şeyler, insanların işle ilgili ne hissettiği konusunda büyük farklar yaratabilirler.
2.Çoğunluğunu bir çalışanınızın yaptığı bir projeyi kendiniz yapmış gibi göstermeniz. Bunun, insanları delirteceği kesindir. İyi yöneticiler, itibarı hak edene verecek kadar güvenli insanlardır.
3.Tepenizin atması. Birinci madde ile yakından ilişkili bir konudur. İnsanlar doğaları gereği kendilerine aşırı sinirlenilmesini ve bağrılmasını sevmezler. Sakinliğinizi kaybederseniz çalışanlarınızın size olan bağlılıklarını da kaybedersiniz.
4.Kurumsal ya da kişisel bir saldırı altında olan çalışanlarınızı korumamak. Bu saldırıların sağlam bir altyapısı ve nedeni olmadığını varsayarsak, çalışanlarınız, haksızlığa uğradıklarını hissettikleri durumlarda sizin onlara sahip çıkmanızı beklerler. Eğer bunu yapmazsanız, bunu hatırlayacaklardır.
5.Duygular konusunda cimri olmak. İnsanlar övülmeyi severler. İyi bir iş yaptıklarını ve değer verildiklerini bilmek isterler. (Tabii gerçekten iyi bir iş yapıyorlarsa. Eğer yapmıyorlarsa onlara iyi demeniz sizin saygınlığınızın azalması dışında bir işe yaramaz.) Fakat iyi iş çıkarıyorlarsa, motive edici birkaç söz söylemek kolay ve masrafsızdır.
Tüm bu tavsiyelerin, ekonomik çıkarlarla alakalı olan birincisi dışında, maliyeti aynıdır: sıfır.
Kaynak: Forbes